Otizm spektrum bozukluğu; toplumsal etkileşim, duygusal karşılıklılık, sözel ve sözel olmayan iletişim ve sembolik oyun alanlarında var olan güçlüklerle karakterize bir grup bozukluğu kapsayan şemsiye bir terimdir. Otizm, sosyal iletişim ve dil becerilerinde gecikme, çeşitli duygusal, bilişsel, hareketsel ve duyusal becerileri de kapsayan karmaşık bir gelişim bozukluğudur. Kendi etrafında dönme, oyuncakları sıralama ya da kelimeleri belirli bir anlam ya da amaç olmadan tekrar etme gibi özel davranışlar sıkça gözlemlenir, fakat bu semptomlar aslında ilişki kurma, iletişime geçme ve düşünme ile ilgili daha temel problemlerden kaynaklanmaktadır. Otizm yaşayan bir çocuğun dil, düşünme ve sosyal becerileri otistik bozukluk yelpazesinde durduğu yere göre çeşitlilik gösterir. Çocuğunuzun otizm şüphesi varsa sorulması gereken 3 temel soru vardır. Çocuğunuz yakınlık kurmakta güçlük çekiyor mu? Ebeveyni ya da bakıcısı gibi yanında rahat ettiği kişileri arıyor mu? Bu ilişkide yakınlık gösteriyor mu ve bundan memnun mu? Çocuğunuz jest ve mimiklerle iletişim kurabiliyor mu? Gülümseme, kaş çatma, kafasını sağa sola sallama ve diğer bazı hareketleri tutarlı bir şekilde kullanabiliyor mu? Çocuğunuz kelimeleri kullanmaya başladığında onları anlamlı bir şekilde kullanabiliyor mu? Kullandığı kelime ve semboller duygu ve istek içeriyor mu? Örneğin "Anne seni seviyorum." ya da "O meyve suyunu istiyorum." gibi cümleler mi; yoksa "Bu bir masa." ya da "Bu bir sandalye." gibi cümleler mi kullanıyor? Eğer bu konular hakkında çocuğunuzla ilgili bir şüphe varsa dil ve konuşma terapisti ile değerlendirme yapılması oldukça önemlidir. Erken müdahalenin önemi çok büyüktür.